Erkek çocuk gibi çirkindim Mustafa bana kadınlığı öğretti




Oyuncu Nehir Erdoğan tatlı bir telaş içinde. Nişanlısı Mustafa Altıoklar ile arasında 22 yaş fark olan genç oyuncu Nehir Erdoğan, “Kendi yaşıtım erkeklerle anlaşamıyorum. Mustafa'nın gücüne hayranım” diyor

Çok uzun zamandır seninle ilgili merak ettiğim bir şey var, film gibi bir hikaye. İzmir'den İstanbula ilk geldiğinde Sezen Aksu'nun hayranı olarak evinin kapısına gidip, onunla bir şekilde tanışıp onda kalmaya başlamışsın. Bu hikaye doğru mu?

Doğru. Bazı düzeltmelere ihtiyacı var ama hikayenin. Lisede çok hayrandım Sezen Aksu'ya. Ama zorla uydurulmuş bir hayranlıktı. Çünkü 15 yaşındayken herkesin hayran olduğu bir sanatçı vardı ve defterler yapardı. Ben de birine hayran olmak istiyordum, Sezen Aksu'yu seçtim. Defterler yaptım, mektuplar yazdım, posterler annemi çıldırtacak kadar evin her yerindeydi. Bir konserinde tanışma imkanı buldum. “Defter hazırladım size” falan diyerek. Sonunda da bir gün babamdan zor bela izin alıp İstanbul'a halama geldim, Sezen Aksu'nun konseri vardı Açıkhava'da. Artık her konserinde göre göre tanıyordu zaten “Kız sen yine mi geldin?” diyordu. Açıkhava konserinin bitiminde “Ben bir hafta daha burdayım sizi bir daha nasıl görürüm” dedim. Deli Sezen, “Ee, hadi gelip bende kal sen” deyiverdi. İnanamamıştım. O gece gittim ona. Çok da göremedim zaten konser yorgunuydu uyudu Sezen. Lise bitince üniversite için İstanbul'a geldim, Sezen'i bir daha görmedim o dönem.

Peki, hayran olmanın dışında Sezen Aksu'ya ulaşmanı bugünlere gelmek için de bir fırsat olduğunu düşünüyor muydun?
Oyuncu olmaya çok sonra karar verdim. Lisede tiyatro yaparken konservatuvara gitmek istemiştim ama babam izin vermedi. işletme okudum. Hâlâ birtakım özelliklerim oyuncu ve ışıklar altında olmak için uygun değil...

Hangi özellikler?
Oyuncular aslında adamı bezdirir. ”Oldu mu olmadı mı, iyi mi kötü mü?“ diye. Ben genelde bu soruları soran biri değilim. Çekimden sonra monitöre koşan kendini izleyen biri de değilim. Ama bunlar özgüvensizlikten. Korkumdan. Orada kendimi beğenmezsem, başımı önüme eğmem lazım. Kendimi izlemekten çok utandım hep.

Çok yakında yönetmen Mustafa Altıoklar'la evleniyorsun. Birbirinden farklı hatta birbirine tamamen zıt gözüken hayatlarınız var. Sizi birbirinize bağlayan ortak nokta ne?
Bir gün Mustafa'ya birine karşı ekstra attığım bir adımdan nasıl karşılık bulamadığını ağlayarak anlatırken “Allah kahretsin bu nasıl bir adam?” diye söyleneceğime “Ben nasıl biriyim, yoksa ben mi çok kaypak ve sahtekarım, ben mi çok politik davranıyorum insanlara. Derhal bunu itiraf etmem ve yüzleşmem lazım” diye ağladım. Çünkü Mustafa sözünü, fikrini, duygusunu ve tarafını belli eden bir insandır. Hak etmeyene “Aman terslik çıkmasın” diye adım atmaz. Çoğu zaman “Bilmem kim bana böyle dedi, cevap veremedim” diye konuştuğumda, “Şöyle deseydin keşke” der. Ben de “Öyleyse beni önceden çalıştır, öğret şunları lütfen diye” dalga geçerim. Sanırım bu zıtlıklar bizi birbirimize bağlıyor. Bir de bir şey var ki, tüm arkadaşlarımda da aradığım, çok da hayran olduğum bir huy, Mustafa'da da var, hiç müdanası yok, hiçbir şeye karşı boynu kıldan ince değil. Güçlü olması benim ona hayran olmamı sağlıyor.

Aranızda yaş ve yaşam tecrübesi farkı var...
Ben 26, Mustafa 48 yaşında... Ben Mustafa'yla öğreniyorum kadınlığı. Kadınlıkla alakam yok benim. Gelinliğimi bile planlamadım daha. Evim Ikea'dan alınmış eşyalar, yurtdışından getirilmiş posterlerle dolu. Pop art tamamen. Evimizde avizeler falan, her şey değişiyor hayatımda. Erkek çocuk gibiydim, çirkindim, bir deri bir kemiktim, liseye gidiyordum sutyen takmama bile gerek yoktu, regl olmamıştım yani zaten çok geç kadınlığa geçtim şimdi açığı kapatıyorum.

Nasıl tanıştınız?
Beş senedir tanışıyoruz. O Şimdi Asker filminin deneme çekimlerinde tanıştık. Beş senedir de belki senede bir kere karşılaştık ama her karşılaştığımızda çok coşkulu ve keyifle sohbet ettik.

Peki sonra nasıl aşka dönüştü bu karşılaşmalar?
Tamamen trajikomik bir hikayesi var. Bir gece diziden arkadaşlarımla eğlenmeye gittik. Ben her zamanki gibi ”Aman kapıda basın olmasın, çıkışta ben önden siz iki adım arkadan“ falan gibi düzenlemeler yaparak da - sanki ben manastırda yaşayan, bara asla gelmemesi gereken biri hallerinde- çıktık. Binnur Kaya'yla arabaya doğru yürüyoruz. ”Beyaz gömlekli adamı takip et araban, orada“ diye biri fimlerdeki gibi bir sesle bizi yönlendirdi. Biz tamamen mission imposible ciddiyetinde sakin ve hızlı hızlı yürürken ben birdenbire pantolonumun paçasına takılıp yere kapaklandım. Ve hızla kalkıp hiçbir şey olmamamış gibi yürümeye devam ettim. Sabah ayağım çok kötü şişti ve pazartesi tango sahneleri çekilecekti. Mustafa fizik tedavi uzmanı olduğu için onu aradım. Şimdi ”Beni tavlamak için kandırdın, kaç senelik doktorluk hayatımda hiçbir hastama yan gözle bakmazken beni yoldan çıkardın” diye dalga geçiyor.

İlişkimizi öğrenince annemin tansiyonu çıktı

Ailen ne dedi evlilik kararına, yaş farkından ürktüler mi?
Benim için de zor olan taraflar vardı. Düğün, gelin dergileri alıp, onlara bakıp kendimi havaya sokmaya çalıştığımı hatırlıyorum başlarda. Ama şimdi Mustafa'yla bir ömür geçirmek istiyorum. Mustafa başlarda çok da kıskançtı. O beni kıskanınca bana hakaret ettiğini düşünüyordum ve korkuyordum. Aile içinde de dediğiniz gibi şeyler yaşanmadı desem yalan söylerim. Babamı üç sene önce kaybettik. Abim ve annem var. Annemin tansiyonu falan çıktı duyunca. Yaşı, basındaki imajı, gezer tozar bırakır seni gibi endişeler oldu. Anneme açıkça şunu söyledim “Ben yaşıtlarımla anlaşamıyorum, bunu kabul edin. Git abimle konuş benim kararım kesin” diye. Abime uzun süre söyleyemedik zaten. 7 yaş var aramızda. Şu an herkes iyi. Mustafa da çok olgunlukla karşıladı annemi ve abimi. Çünkü onun da bir kızı var. 13 yaşında.


Evimizi ve davetli listesini hazırlıyoruz

İlişkiniz başlayalı ne kadar oldu?
Gectiğimiz Nisan ayında başladı ilişkimiz. O zamana kadar bir iki haber çıkıyordu bizimle ilgili ama beraber ilk görüntülendiğimiz gece, arkadaş olarak geçirdiğimiz son geceydi.

Ve hemen evlenmeye karar verdiniz....
Evet büyük aşk ve hemen evlenme... Mustafa, nişan yapmamızı çok istedi. “Adı üzerinde nişan, birbirimizi işaret edelim, herkes de bilsin” dedi azıcık da maço tavırlarla. Benim de ailem bunu istedi zaten. İlk defa hayatımda hiçbir çekincem olmadan elele her yerde durduğum biri Mustafa. Hemen de evlenebiliriz, bahar gelsin hava güzel olsun da diyebiliriz. Evimizi hazırlıyoruz.Yavaş yavaş davetiye listesi yapmaya başlıyoruz. Yurtdışına gidip de evlenebiliriz ama Mustafa ”Sen ilk defa evleniyorsun, o töreni yaşamalısın“ diyor.

31 Aralık 2006