Nehir Erdoğan Fan Sitesi
 


Ara gazlardan yoruldum inzivaya çekileceğim 

Nehir Erdoğan'ın başrolde olduğu "Meleğin Sırları", yarın gösterime giriyor.


Filmde, Amerika'ya okumaya giden ancak başına gelen tatsız olaylardan sonra alkolik olup sokakta yaşamaya başlayan Ebru adında bir genç kızı canlandıran Erdoğan, "Bir kadın için zor bir şeydi tabii. 15 gün bu sokak çekimleriyle geçti. Taş üzerinde yattım, dilendim. Yapılan makyajdan yüzüm, gözüm her yerim kaşınarak çekimleri tamamladım" dedi.

n Çekimler için Los Angeles’a gittiniz. Setteki ilk sahnenizi hatırlıyor musunuz?

- Tabii ki. Neden sordunuz?

n Setteki ilk sahneniz sevişme sahnesiydi. O an neler yaşadınız? Burada keskin çizgilerinizin olduğunu biliyoruz.

- Ben en başından itibaren bu sahnenin olduğunu biliyordum. "Sanat için soyunurum" gibi şeyleri sevmiyorum. Çünkü bu mesleğin fedakárlık gerektiren başka o kadar çok zorlukları var ki! Benim hiçbir zaman mesleğim anlamında keskin çizgilerim, kurallarım olmadı. Benim için her zaman senaryo ve proje çok önemli oldu, olmaya da devam edecek. Bu filmde biraz açık olarak nitelendirilebilecek bir sahne var, ama bu sahne o filmin bütünü içinde gerekli olan, olması gereken, önemli dönüm noktalarından biri olan bir sahne.

n Başrolde sizsiniz ve Ebru adında bir karakteri canlandırıyorsunuz. Ebru, annesi tarafından okumak üzere Amerika’ya gönderilen, fakat oradaki hayatın, Amerikan dizilerindeki gibi olmadığını fark eden bir genç kız. Başına bir sürü şey geliyor. Ebru nerede yanlış yapıyor?

- Ebru’nun hataları, kimseye değil, kendine zarar veren hatalar. Yine bir tarafını korumak isterken, bu zararları kendine veriyor. Sosyal hayatını normal bir şekilde yaşamak istiyor. Bir taraftan da başarı odaklı bir kız. Ailesi tarafından da böyle yönlendirilmiş. Bunun paniklerini de yaşıyor. Bambaşka bir ülkede, bambaşka bir kültürde hayata sıfırdan başlamak, kendini doğru ifade etmek hiç kolay değil. Ailesine verdiği bir söz var; eğitimini başarıyla bitirmek. Bunları yaparken, maalesef ki zaman zaman boşluklara düşüyor, sokaklarda yaşamaya başlıyor.

n Aşk yüzünden mi bu boşluklara düşüyor?

- Kimi zaman aşk yüzünden, kimi zaman yalnızlıktan, kendini ifade edememekten...

n Peki Nehir Hanım, şimdi Ebru ABD’de bakireliğini de kaybediyor. Boşluğa düşmesinin asıl sebebi bu sanırım.

- Filmin konusu hakkında çok fazla bilgi vermek doğru değil. Ama Ebru’nun sıkıntıya düştüğü sebeplerden biri de bu olabilir tabii.

n "Aileme ne diyeceğim" baskısı...

- Onu film içinde göreceksiniz. Ama ben bunu sorun ya da baskı olarak değerlendirmiyorum. Toplumsal bir değer olarak görüyorum ve çok da kötü bulmuyorum. Bazı şeylerin kıymetli olması gerektiğine inanıyorum. Ama tabii ki devir o kadar hızlı gelişiyor, değişiyor, dünya o kadar küçülüyor ve sosyal kültürler birbirinin içine o kadar çok geçiyor ki, Türkiye’de, bizim aileden aldığımız, beynimizin her yerine kodlanmış olan bazı değerler, başka kültürlerle bir araya gelemiyor. Ama yaşadığın dünya seni başka bir yere sürüklüyor. Bu kez hangisi doğruyu sorgulamaya başlıyorsun. Hangisi doğru bilmiyorum? Bir tane doğru zaten yok.

n Anladım ama sizin için bu değerler önemli...

- Türkiye’de yaşadığım için böyle düşünüyorum. Çünkü bana böyle öğretildi. Kendi ruh sağlığım açısından bunun daha doğru olduğunu düşünüyorum. Kimseyle büyük bir çatışmaya girmek, sonrasında da kendimi suçlamak istemem. Şimdi filmde canlandırdığım karakter de, burada, bu değerlerle büyümüş bir genç kız. ABD’ye gidiyor, karşısına bambaşka şeyler çıkıyor. Birileri diyor ki, "Hadi be kızım salak mısın sen, ne bekliyorsun" diyor. Ne yapacağını bilemiyor. Çünkü salaklıkla suçlanıp, dışlanıyor, yalnız kalıyor. Genç kızların, genç kızlara çok yaptığı bir şey bu aslında. Başka genç kızlar tarafından tehlike olarak da görülüyor. Çünkü onda değerli bir şey var. O yüzden bu film, anneler, babalar için çok önemli olacak.

ÇOCUKLUĞUMU ÖZLÜYORUM

n Siz hayatınızı nasıl yaşıyorsunuz, kötülüklerle mücadele edebiliyor musunuz?

- Kötülüklerin içinde temiz kalmaya çalışıyorum, kötülüklerle de mücadele ediyorum. Ama zaman zaman ben de bu ara gazlara geliyorum. Ben de tıpkı Ebru gibi dayanmaya, güçlü olmaya odaklanmışım. Bu nereye kadar sürecek bilemem. Bir gün küt diye düşeceğiz, haberimiz bile olmayacak. Bunları yaşarken, çok güzellikler kaybediyoruz. Ben o yüzden çocukluğumu çok özlüyorum. Küçük mutlulukları özlüyorum. Bu sistemin içerisinde ben de koşuşturuyorum. Ama duracağımdan eminim. Benimki uzun bir maraton değil. Çünkü durmak demek, birçok yeni güzel şeyin başlangıcı demek.

n Ara vermeyi mi düşünüyorsunuz?

- Evet. Benim kendimi dinlemeye, hayata, insanlara bakmaya, şen kahkahalar atmaya ihtiyacım var. Ben makineleşmeye, köleleşmeye, kendinden uzaklaşmaya karşıyım. Böyle olmak istemiyorum. Zaman zaman bardağın dolduğunu hissediyorum. Güzel bir şey oluyor, o bardak biraz boşalıyor ama ne zaman ara veririm, bilemiyorum. Ama ara gazlardan yoruldum. Biraz inzivaya çekilmek gibi bir düşüncem var.

n Peki, filmin içinde homeless (evsiz) olduğunuz anlar da var. O sahnelerin çekimlerinde çok zorlandınız mı?

- Bir kadın için zor bir şeydi tabii. 15 gün bu sokak çekimleriyle geçti. Taş üzerinde yattım, dilendim... Yapılan makyajdan yüzüm, gözüm her yerim kaşınarak çekimleri tamamladım.

Ben Atatürk çocuğuyum

n Mustafa Altıoklar ile uzun zamandır berabersiniz, mutlu musunuz?

- Çok mutluyum. Çok güzel, keyifli bir beraberliğimiz var.

n Geçen yaz evlenecektiniz, olmadı. Var mı yeni bir tarih?

- Hep bir tarih belirleniyor, sonra sıradaki tarih geliyor. Artık biz de bıraktık ipin ucunu. Evet, evlilik gibi bir kararımız var, düşünüyoruz ama kesinleşmiş bir tarihimiz yok.

n Genç bir oyuncu olarak, ülkemizde yaşanan türban sıkıntısı için neler söylemek istersiniz?

- Ben 1980 doğumluyum. Ve bizler apolitik bir gençlik olara büyüdük. Bu kez sessiz kalmayacağım. Ben inançlı birisiyim, Allah’a inancım çok kuvvetlidir. Bununla birlikte ben Atatürk çocuğuyum. Onun ilkelerine, yaptıklarına saygı duyan, onu çok seven birisiyim. İlkelerini her zaman yerine getireceğim.

Nehir çok yetenekli

"Meleğin Sırları" filminin yönetmeni Aclan Büyüktürkoğlu, çekim sürecini şöyle anlattı: "Meleğin Sırları, ’Rüzgárlı Şehir’ romanının yazarı Tülay Pırlant’ın bize gelmesi ve yazarın bu romanı film olarak çevirmek istemesiyle şekillendi. Bu kitapta 1984 yılında Chicago’ya giden bir Türk kızının başından geçen olaylar anlatılıyordu ve gerçek hayat hikayesiydi. Bu hikáyeden yola çıkarak eşim (Leslie Bates Büyüktürkoğlu) bir senaryo yazdı. Ve ortaya insanın gerçekten içini burkan bir kültür çatışması hikáyesi ortaya çıktı. Nehir, en son anlaştığımız oyuncumuz. O, gerçekten çok yetenekli. Mesleğine, işine çok saygılı. Bir de çok doğal, samimi, içten bir performans sergiledi. Buna hayran oldum. Ben bu işi sevdiğim için yapıyorum. Buradan kazanacağım paraya da ihtiyacım yok. Zaten bu işe kazanmak için de girmiyorum. Filmden seyirci doymuş olarak çıkacak. Çünkü filmin anneleri, babaları, genç kızları, sevgilileri ilgilendiren bir hikayesi var."

                 

Nehir Erdoğan fan sitesine hoşgeldiniz!
Nehir Erdoğan yaptığı işlerle adından söz ettiren, başarılarıyla sinemalara ve televizyon dizilerine yeni bir yön kazandıran güzel bir oyuncu. Güzelliği sadece akıllarda kalsada röportajlarında ettiği ağır başlı laflar zihinlerimizde yer etmekte hiç de zorlanmıyor...
Bir Starın Hayatı kısmında sanatçının hayat hikayesini ve çalışmalarını bulabilirsiniz. Bunun yanında Röportajları kısmında sizin için topladığımız röportajlarada ulaşabilirken Yaşamdan Kareler bölümünde sanatçının albümleri yer almaktadır. İlginiz için teşekkürler... NEF
Bugün 1 ziyaretçi bu siteyi ziyaret etmiştir.
Nehir Erdoğan Fan Sitesi Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol